20080629
15X60X60X10
bana zarar verenleri cezalandırmaya başladım çünkü artık ruhum dayanmadı üst üste sırtına yüklenen dertlerden . elimde bir et bıçağı , savurup durdum. direnmeye çalıştım onu elime almadan , gülümseyerek yine . ama dayanamadım ,güçsüz düştüm . elimde bir et bıçağı , savurup durdum, etrafıma . elime yüzüme , ağzıma , vücuduma , dudaklarıma fışkıran , gözlerime sıçrayan , gözlerime "gör bak, gör işte, gör" diye acıta acıta kaçan kana rağmen gözlerimi kapatarak sapladım . sapından tuttuğumda , dirseğime kadar gelen bu bıçağı savurdum çığlıklar atarak , kahkahalarla . kendi kanımla yıkanıyorum ,ben, bugün kendini kasap bıçağıyla doğrayan bir leşim.
cesedimin akşama doğru kokusunun çıkması , bu hafta itibariyle çürümesi, önümüzdeki ayla da yokulması dileğiyle ...

20080530

2958
11.30pm
bir an kaç yaşımda olduğumu unuttum.doğru sonucu 23den emin olamayarak aradan yaklaşık 1 dk geçtikten sonra 2008den 84 ü çıkartarak buldum. 24 bulunca "ah!bu kadar yaş-landım mı ?" dedim.
şuan farkına vardım ki motivasyonlu unutma yöntemim sandığımdan fazlasını götürmekte bu defa . yani , unutmak istediğimden çok çok daha fazlası. bundan öncekinde çocukluğumun önemli bir kısmını yitirmiştim. şimdi ise yaşadığım andan çalıyorum .
20080526
2658
20080501
20080328
2538
23:34
tüm bloklar çıkıntıları , yerdeki girintilerini tamamlayacak şekilde iniyolar tam yan tarafımda . ne sırtımı dönebiliyorum her birinin çıkardığı sesten , ne de yüzümü dönebiliyorum gelenlerin ne rengiyle yüzleşmeye ne de aslında herbirinin yerlerine oturduğunu tastiklemeye. renklerini kendim boyadım. hepsini avcumda tutup aynı anda, havaya attım yere düşeceklerini bilerek yere düşmelerini isteyerek .
hepsi yerlerine oturacak büyük depremlerle , gökgürültüleriyle .
herbirini tek tek boyadım avcuma alarak , tek tek . ham maddelerini hissederek, hem istedikleri hem olması gerektikleri renklere ikna ederek , istemelerini bekleyip de
boyadım onları .
güneşin ışığının gözlerimi acıtmasına aldırmayarak izledim eşsiz ama birbirini tamamlayan şekillerinin havada dönüşlerini . yine de ürkütüyor - bu yerde buldukları mutluluğu bilsem de - hissetmek .
23:34
tüm bloklar çıkıntıları , yerdeki girintilerini tamamlayacak şekilde iniyolar tam yan tarafımda . ne sırtımı dönebiliyorum her birinin çıkardığı sesten , ne de yüzümü dönebiliyorum gelenlerin ne rengiyle yüzleşmeye ne de aslında herbirinin yerlerine oturduğunu tastiklemeye. renklerini kendim boyadım. hepsini avcumda tutup aynı anda, havaya attım yere düşeceklerini bilerek yere düşmelerini isteyerek .
hepsi yerlerine oturacak büyük depremlerle , gökgürültüleriyle .
herbirini tek tek boyadım avcuma alarak , tek tek . ham maddelerini hissederek, hem istedikleri hem olması gerektikleri renklere ikna ederek , istemelerini bekleyip de
boyadım onları .
güneşin ışığının gözlerimi acıtmasına aldırmayarak izledim eşsiz ama birbirini tamamlayan şekillerinin havada dönüşlerini . yine de ürkütüyor - bu yerde buldukları mutluluğu bilsem de - hissetmek .
within
2738
18:50
Dağılmış halim bu toplu taşıma araçlarında huzur buluyor. Oysa nasıl da sevmem insanları kokularının arasında kendime temiz hava bulmaktan eziyet duyarım. Durakladıkça, tıkandıkça hoşuma gidiyor topluca taşınmak hiçbiryere.
Artık sadece ben kalan bu cüssemi, herkesle, herkese karışarak taşıyabiliyorum. Yalnızlıkta kendime kalabalık edemeyecek kadar tek kaldım kendimde. Kalabalıklarda kalabiliyorum bir.
18:50
Dağılmış halim bu toplu taşıma araçlarında huzur buluyor. Oysa nasıl da sevmem insanları kokularının arasında kendime temiz hava bulmaktan eziyet duyarım. Durakladıkça, tıkandıkça hoşuma gidiyor topluca taşınmak hiçbiryere.
Artık sadece ben kalan bu cüssemi, herkesle, herkese karışarak taşıyabiliyorum. Yalnızlıkta kendime kalabalık edemeyecek kadar tek kaldım kendimde. Kalabalıklarda kalabiliyorum bir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)