20081216

about hearts and knifes


evil ηymρh:
the question isn’t who is going to let me; it’s who is going to stop me
evil ηymρh:
isn’t it lovely ?
peace.love.deathmetal:
makes sense
peace.love.deathmetal:
but i dont think noone is really hapy
evil ηymρh:
happiness is an illusion
evil ηymρh:
whether you ask about what really it is or you just believe it is real.
peace.love.deathmetal:
its Fullnes for me
peace.love.deathmetal:
you are doing and do the things you want
peace.love.deathmetal:
so if u die today u’ll be happy
peace.love.deathmetal:
people afraid to die because they feel they didnt do the things they wanted in their life
peace.love.deathmetal:
so why dont do them today
evil ηymρh:
cus people delay
evil ηymρh:
it is why they are afraid
peace.love.deathmetal:
good words
peace.love.deathmetal:
difficult in action

20081209

20081104

içimdeki huzur ; dallarını bırakmış , yapraklarının ayalarını gıdıklayan rüzgarla salınan upuzun, yeşil, bir kavak ağacı . 
03118
2.24pm
Learning is the best to kill time .
Playing is the best to murder time .

20081102

about picture



you fill the picture frames with different friends but with the same warm smile . person changes but there is friendy still smile , warm , holds tight , surrounds the new comer.

how come ? 



20080913

an entry will be appered right here . soon .

edit : 30108
         12.11pm

1398
03.47am
m&t
-siyahlardan kurtulunca çok iyi olmuşsun.
+ama siyahlar beni saklıyor.
- ?
+arkandaki filmi biliyor musun ?
-ne ?
+ :] güzel . 
          

20080804

şuan ciddi bir mide rahatsızlığı içinde olmam , yaptığım hatalardan dolayı kendime , kaybettiklerime , kaybettiğim değerlere üzülürken kendime verdiğim cezanın fiziksel şekliydi . midem asla eskisi gibi sağlığına kavuşamayacak , bir yıldır kavuşamadı da . bazı şeylerden uzak kaldığım şu kısa zaman dilimi içerisinde , kendime verdiğim , kasıtlı ya da bilinçdışı , fiziksel ve ruhsal zararlarımı düşündüm . kendi başıma hayata atıldığımdan beri 6 yıl geçmek üzere . tüm bu zamanı düşündüm .düşünmem bittiğinde ölecekmiş gibi düşündüm , ve yaşadığım her şey gözlerimin önünden dafelarca en ince detayıyla geçti . ve gördüm ki ben tek başıma çok zor zamanları en başarılı şekilde geçebilmişim , hatalarımı yaparken hiç bir zaman yalnız değilmişim . bu sebepten artık kendimi cezalandırmayı bırakıyorum .




1267
12:15pm

sana içi rengarenk kapsül ve draje ilaçlar dolu çok eğlenceli bir hediye paketi yaptım . sütlü kahve renginde , üzerinde bir yüzünün alanı genişliğinde paket süsüyle . bu hediye paketi kadar eğlenceli içindeki haplar . hatta bazı kapsüllerin içini bile görebiliyorsun .istediğin herhangi bir duyguyu yükleyebilirsin her birine . yapman gereken tek şey , işaret parmağınla baş parmağın arasındayken nefes al ve aklından sna yaşatmasını istediğini geçir . nefes al ve gözlerini kapat Tuğçe . tüketmek zorunda olduğun sıvıları aldığında lmak istediğin sularda kendini dünya çekimine teslim ettiğini , kalbini sıkıştıran şeyin eğlenceli kapsüller olmadığını düşün .
açık mavi taşları bölen kırık beyaz yapı taşları gibi yüreğimin kasılıp açılmasını sağlayan kıpır kıpır damarlarım soğuk sarı taşlar üzerinde yayılmaya çalışsan küfrengi evimin özgür ve tarafımdan beslenmeye ihtiyç bırakılmayacak şekilde aralıklarla başka civar sakinlerince doyurulan, hayvanlar gibi içimde ben "iyi etmek" için dolanan emilim sonuçlu kanım.
renkleri birbirinden ayıran tüm ince koyu siyah çizgiler ; sizleri de aldım bir bardak suyla , beni dizlerimin üstüne çöktürüp başımı öne eğdirmeye yeltenen bu sızıya meydan okumak için .
848
09;08am
geçeküstü sosyal düşünceler geliştirme aşamasında ve evresinde , içimin hacmi , rahatlamama gereken nefesi alamayacak kadar daraldı .

20080718

seni sevdiğimi söylemek için uğradım . Seni çok seviyorum }{ .

20080629

15X60X60X10



bana zarar verenleri cezalandırmaya başladım çünkü artık ruhum dayanmadı üst üste sırtına yüklenen dertlerden . elimde bir et bıçağı , savurup durdum. direnmeye çalıştım onu elime almadan , gülümseyerek yine . ama dayanamadım ,güçsüz düştüm . elimde bir et bıçağı , savurup durdum, etrafıma . elime yüzüme , ağzıma , vücuduma , dudaklarıma fışkıran , gözlerime sıçrayan , gözlerime "gör bak, gör işte, gör" diye acıta acıta kaçan kana rağmen gözlerimi kapatarak sapladım . sapından tuttuğumda , dirseğime kadar gelen bu bıçağı savurdum çığlıklar atarak , kahkahalarla . kendi kanımla yıkanıyorum ,ben, bugün kendini kasap bıçağıyla doğrayan bir leşim.

cesedimin akşama doğru kokusunun çıkması , bu hafta itibariyle çürümesi, önümüzdeki ayla da yokulması dileğiyle .
..

20080530


2958
11.30pm
bir an kaç yaşımda olduğumu unuttum.doğru sonucu 23den emin olamayarak aradan yaklaşık 1 dk geçtikten sonra 2008den 84 ü çıkartarak buldum. 24 bulunca "ah!bu kadar yaş-landım mı ?" dedim.
şuan farkına vardım ki motivasyonlu unutma yöntemim sandığımdan fazlasını götürmekte bu defa . yani , unutmak istediğimden çok çok daha fazlası. bundan öncekinde çocukluğumun önemli bir kısmını yitirmiştim. şimdi ise yaşadığım andan çalıyorum .

20080526

2658



physically , you all die one day but you yourselves are gifted to kill and to murder yourself every single day .

best wishes ,
your mother nature .

20080501




..... feel what is like to be new.

20080328

2538
23:34

tüm bloklar çıkıntıları , yerdeki girintilerini tamamlayacak şekilde iniyolar tam yan tarafımda . ne sırtımı dönebiliyorum her birinin çıkardığı sesten , ne de yüzümü dönebiliyorum gelenlerin ne rengiyle yüzleşmeye ne de aslında herbirinin yerlerine oturduğunu tastiklemeye. renklerini kendim boyadım. hepsini avcumda tutup aynı anda, havaya attım yere düşeceklerini bilerek yere düşmelerini isteyerek .
hepsi yerlerine oturacak büyük depremlerle , gökgürültüleriyle .
herbirini tek tek boyadım avcuma alarak , tek tek . ham maddelerini hissederek, hem istedikleri hem olması gerektikleri renklere ikna ederek , istemelerini bekleyip de
boyadım onları .
güneşin ışığının gözlerimi acıtmasına aldırmayarak izledim eşsiz ama birbirini tamamlayan şekillerinin havada dönüşlerini . yine de ürkütüyor - bu yerde buldukları mutluluğu bilsem de - hissetmek .

within

2738
18:50

Dağılmış halim bu toplu taşıma araçlarında huzur buluyor. Oysa nasıl da sevmem insanları kokularının arasında kendime temiz hava bulmaktan eziyet duyarım. Durakladıkça, tıkandıkça hoşuma gidiyor topluca taşınmak hiçbiryere.
Artık sadece ben kalan bu cüssemi, herkesle, herkese karışarak taşıyabiliyorum. Yalnızlıkta kendime kalabalık edemeyecek kadar tek kaldım kendimde. Kalabalıklarda kalabiliyorum bir.

20080316

2428



2428
23:11

dediklerine göre artık su yükselmeyi bırakmış. son 3 haftadır yağmur
yağmıyor ve söylenilenleri duymasaydım suyun geri çekilmeye başladığını
bile düşünebilirdim . ama şimdilik sadece gezicilerin dediklerine
inanabiliyorum , inanabiliyoruz. bugün bu dağın uçlarına yakın eski ve
yaşı kadar heybetli bu gözlem evine sığınışımızın 28günü . 28 günün
sonlarına doğru ben inanmayı düşünüyorum . elimde kalan bu sonuncu
sorgulamanın keyfini çıkartarak yazıyorum.

üç yıl kadar önce başladı küresel ısınma panikleri. iki yıl kadar önce
artık ne kışın kar görmemiş yerlerde evlerde mahsur kalmaya ne de yazın
asfaltları eriten sıcaklığa şaşırır olduk. on üç aydan daha uzun olmasa
gerek herkes hızla önce maillerde sonra da ağızdan ağıza dolaşan
söylentiyle geldi . bu tam altı ay süren yağmurun haberi. "sonunda
doğanın dengesi bozuldu. sonu gelmeyecek yağmurlar kapınızda", "ikinci
tufan mı kıyamet mi?" "dünyanın en güvenilir bölgesi olacak himalayalara
güvenli ruhani bir yolculuk, bir telefon kadar uzağınızda."

hiçbirimizin ne yeterince dalga geçecek ne de yeterince düşünecek vakti
olmadı . yağmur geldi. dillerinde yağmur kelimesi olmayan insanların
topraklarına geldi , kurumak üzere olan barajları doldurdu , onları
yokedip yataklarını defalarca fazlasını doldurdu yağmur. artık düşünmeye
başladık ikinci ayın ortalarında . devletler saçma, komik ve aynı halde
de trajik kararlar aldılar. ordular alarma geçti yağmur için . arzak
stokları yapıldı yeraltı sığınaklarında , yağmur sanki yeryüzündeki her
deliği doldurmuyormuş gibi .

ne zaman kendimi camdan dışarıya boş bakarken bulsam sonrasında geriye
bir zamanlar krem rengi boyası olduğunu kanıtlayacak kadar az döküntüsü
kalmış bu tahta çerçeveyi tırtıklarken buluyorum gözümde o sahne.
fotograf gibi beynime kazındı ellerimde ağır çantalarla arabaya doğru
aceleyle ilerlerken evime son bakışım. "hiç bir şey eskisi gibi
olmayacak" dedim inançsızca. inanmadım. nedeni bu cümleyi defalarca
duyduğumdan, belki kullandığımdan ve söylendiği durumları düşünmemdendi. şu
durumda , bu karmaşada etrafımda ağlayan, şikayet eden,
deliren, içindeki çığlıklara karşın sakinliğini koruyup toparlanmaya
çalışanların seslerinin bile yettiği evime son bakışımda, o cümlenin de
önce kullanıldığı sözde felaketler durumlarının acizliği inancımı
bitiren. barışların savaşları bitirdiğine inanırdım, kuraklığın
çoraklığın yağmurla biteceğine. bir kötülüğün bitmesine tek çözüm iyilik
olmadığı çok açık.

"her şey eskisi gibi olacak." felaketimiz duraksadı. güneş bulutları
sildiğinde hayal meyal görünen eski dağ zirveleri yeni adacıklara
ulaşma, yardım etme-bulma, yiyecek paylaşmak, belki de sırf meraktan
oralara ulaşma planları başladı. her şey böyle başlamamış mıydı? yeni
yerleri keşfedip, sahiplenip, yararlı olma vaadiyle
yararlanmayla. felaketimiz kendini hep tekrarladı, iyiliğimize inancımız
bittikçe taşıdık onu. uzaklığından ve onu çevreleyen ağaçların cinsinden
mavimsi görülen şu adaya da gidecek içlerindeki taşınabilir felaket
. umarım onun yolunda geberirler.

küçükken yıldız kayıyor diye dilek tutardık olacağına ne kadar inanırdım
okulda, atmosfere çarpıp yanan göktaşları olduklarını öğrenene dek.
yağmur durduğundan beri geceleri onları izliyorum bu eski teleskopla.
her biri gerçekleşecek dileklerimi kutluyorlar .

20080224

318


318
3:09

Delilik bu etrafımda çığlıklar atarak uçuşan kelebeklerin varlığını bilmek mi yoksa onları görmezden gelme isteği mi ?
Kanatlarını yer yüzüne doğru kapatışında gökyüzüne biraz daha yaklaşırlar. Gözler Her kapandığında huzura daha da yaklaşıldığı gibi Her iki durumda da kelebek Hiç olmadığı halde çığlığıyla nasıl yeryüzünü yırtarsa, kapanan gözlerde gözlerini kapadığı Her anda bir çığlık açar içinde.
Kanatlarını tüm gücüyle kapatıp yeryüzüne, yere bağımlılara, tüm gücüyle yükselir özgürlüğe. Çığlığıyla kanatlarının acısını verir, yükseldiği yerden soğuk nefesin mutluluğunu alır.